Tehcir: Soykırım İddialarına Yanıtlar IV – Son Dakika Cumhuriyet Pazar Haberleri

Bugün 19 Mayıs… 105 yıl önce millet olarak emperyalizme ve onun aldatmacalarına başkaldırdığımız, vatanımızı emperyalizme kurban etmeyeceğimizi gösterdiğimiz Milli Mücadelemizin başlangıç ​​günüdür.. Hem. binlerce şehit gencin gelecek nesillere bıraktığı emanet ve şölen. Geleceğimize yön vermesi dileğiyle, Kurban Bayramınız kutlu olsun…

Yolu o göstersin, çünkü emperyalizm hâlâ bize oyun oynuyor. Şimdi de Süryanilere soykırım yaptık! Bu bir müzayedeye benziyor ama buna gülmeyelim. Bugün güldüğümüz şeyler, bizden sonra gelenler için bir “sorun” haline geliyor. Tıpkı tehcir kanununun bir “soykırım” belgesi gibi sunulması gibi… Peki nedir tehcir kanunu? Bu soruyu yanıtlamadan önce “O gün ülkenin durumu neydi?” sorusunu kısaca yanıtlamak gerekiyor.

VAN'DA 40 BİN TÜRK ÖLDÜRÜLDÜ

Kanun çıktığı dönemde Osmanlı Devleti'nin büyük bir savaş içinde olduğu çoğu kez göz ardı ediliyor. Ancak 1914 yılı sonlarında Doğu Cephesi'ndeki ordu Sarıkamış harekâtında başarısızlığa uğrayınca, bundan cesaret alan ve Ermeni unsurlarını da içine alan Ruslar, Erzincan Cephesi'ne doğru ilerleyerek yakıp yıkıyor ve öldürüyor. Batıda ise İngiliz ve Fransız donanmasının Çanakkale Boğazı'na yönelik saldırısı henüz püskürtülmüş (18 Mart 1915) ve İtilaf Devletleri bu kez hem denizden hem de karadan çıkarma yaparak İstanbul'u hedef almıştı (25 Nisan 1915). Ermeni ayaklanmaları son günlerde yoğunlaştı. Mart ayında Zeytun'da başlayan büyük çaplı ayaklanmanın ardından Ermeniler de Ruslara katılarak 3-4 Nisan 1915 gecesi Van-Çatak'ta isyan başlattılar. 11 Nisan'da Van, çete üyeleri tarafından kuşatılarak ateşe verildi. Taşnaksutyun Komitesi başkanı Aram Manukyan komutasındaki komite. Ermeniler, 17 Nisan'da Çatak'ta, ertesi gün Bitlis'te, 20 Nisan'da da Van merkezde Müslüman halkı hunharca katletti. Sadece Van ve çevresinde 40 binin üzerinde Türk katledildi. İki kat daha fazla Türk, hayatlarını kurtarmak için göçe başvuruyor. Ermeniler bu kez göç yolu üzerinde Müslümanları katletmektedir (Halaçoğlu, 2007: 47-51). Öyle ki Rus Çarı II. Nicholas, 21 Nisan'da gönderdiği telgrafta Van Ermeni Komitesi'ne “Rusya'ya hizmetlerinden” dolayı da teşekkür etti (Elekdağ, 16). Ruslar Mayıs ayının sonunda Van'a girdiklerinde yerel Ermeni halkı tarafından coşkuyla karşılanacaklar. (McCarthy, 192).

Peki Ermenilerin göç etmesi kimin fikridir? Başkomutan Yardımcısı Enver Paşa. Ruslarla Ermeniler arasındaki açık işbirliği nedeniyle Enver Paşa, 2 Mayıs'ta İçişleri Bakanı Talat Paşa'ya bir mektup gönderdi:

“Van Gölü çevresinde ve Van Valiliği'nin bildiği bazı yerlerdeki Ermeniler her zaman toplanmış ve isyanlarını sürdürmeye hazır durumdalar. Ermenileri çok sayıda bu yerlerden uzaklaştırmayı ve isyan merkezlerini dağıtmayı planlıyorum. Eğer bir itiraz olmazsa isyancıların ailelerini ve isyancı bölge halkını sınırlarımızın dışına gönderip yerlerine dışarıdan Müslüman halkı yerleştirmeyi tercih ederim” (ATBD, Bn 1830).

TALAT PAŞA'DAN TALİMATLAR

Talat Paşa sorumluluğu üstlenir. Ermenilerin zorunlu göçü/tehciri başlıyor. Amaç muharip askerlerin güvenliğini sağlamaktır. Talat Paşa öncelikle ilgili valilerden Van, Bitlis ve Erzurum bölgesindeki Ermenilerin savaş alanından uzaklaştırılmasını ister. Bölge komutanlarıyla da işbirliği yapmalarını ister ama bu arada Rusya, İngiltere ve Fransa ama özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Doğu Anadolu'da Ermenilerin öldürüldüğü iddiasıyla ortalığı karıştırır (Şimşir, 123-142). Amaç bilinen ve asılsız ithamlarla Osmanlı üzerinden İttifak Güçlerini dünya kamuoyu önünde zayıflatmaktır. Bu gelişmeler üzerine Talat Paşa, 26 Mayıs 1915'te Başbakanlığa bir mektup gönderdi. Mektup veya muhtıra, ihraç kararının gerekçesini oluşturuyor. Gerekçede Ermenilerin işlediği suçları sıralıyor:

• Savaş bölgelerinin yakınında yaşayan Ermeniler, Osmanlı sınırlarını korumakla görevli Türk Silahlı Kuvvetleri için zorluk yaratmaktadır.

• Askerlerin malzeme ve mühimmat taşımasını zorlaştırır.

• Düşmanla aynı amaçları paylaşır ve onunla işbirliği yapar.

• Bazıları düşman saflarına katılıyor.

• Ülke içindeki askeri birliklerimize ve masum insanlara karşı silahlı saldırılar gerçekleştirin.

• Osmanlı şehir ve kasabalarına saldırarak katliam ve yağma yaptılar.

• Düşman deniz kuvvetlerine malzeme sağlar.

• Düşmana güçlendirilmiş mevzileri gösterin.

Bu nedenlerden dolayı Osmanlı Devleti, hem savaşan ordusunu hem de halkını korumak için bir devletin yapması gerekeni yapmış ve işbirlikçileri savaş alanının dışına çıkarmaya karar vermiştir.

İHRACAT KANUNU HÜKÜMLERİ

Ertesi gün, yani 27 Mayıs 1915'te hükümet geçici kanunu onayladı. Türkçesi ise şu şekilde: “Sefer döneminde hükümetin eylemlerine karşı çıkanlar hakkında askeri makamlarca alınacak tedbirlere ilişkin geçici kanun…” Bir başka deyişle “sevk ve iskân/sınır dışı etme kanunu”. Kanunda herhangi bir ırk veya etnik gruptan bahsedilmemektedir. 1 Haziran 1915'te Takvim-i Vekayi'de yayımlandı. Dört unsurdan oluşur ama özü ilk iki unsurdur:

1. Savaş sırasında komutanlar ve yardımcıları, hükümetin vatan savunması ve kamu düzeninin bozulmasına ilişkin emir, eylem ve tedbirlerine karşı halkın muhalefetini, silahlı saldırısını veya direnişini görürlerse, bunları derhal bastırmaya yetkilidirler. askeri güçle en şiddetli şekilde saldırı ve direnişi tamamen yok etmekten sorumludur.

2. Ordu, müstakil kolordu ve tümen komutanları, askerlik ihtiyacına göre veya gözetlendiklerini düşündükleri takdirde, köy ve kasabalarda yaşayanları tek tek veya toplu olarak başka yerlere gönderip yerleştirebilirler. ya da ihanete uğradı. (TV, 1 Haziran 1915)

Yasanın kabul edilmesinin ardından savaşan ordunun güvenliğinin sağlanması amacıyla göç süreci derhal başlayacak. Peki Osmanlı Ermeni vatandaşları nereye göç etmişti? Ülkedeki tüm Ermeniler göçe tabi mi? Duygu dolu bayramlar geçirmeniz dileğiyle, bu soruların cevabını vereceğimiz bir sonraki yazımızda görüşmek üzere…

KAYNAKLAR

Yusuf Halaçoğlu, Ermenilerin Tehciriyle İlgili Gerçekler, Ankara, 2007.

Yusuf Halaçoğlu, Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Döneminde Ermeniler – Osmanlı Devleti Neden Tehcir Uyguladı?, TBMM Matbaası, Ankara, Haziran 2021.

Şükrü M. Elekdağ, “Tarihsel Gerçekler ve Uluslararası Hukuk Işığında Ermeni Soykırımı Suçlaması,” https://www.tc-america.org/files/news/pdf/Ermenisoykirimiiddiasi_SukruElekdag.pdf (indirme 13.012024). S.16.

Justin McCarthy, Ölüm ve Sürgün: Osmanlı Müslümanlarının Etnik Katliamı (1821-1922), çev. Fatma Sarıkaya, , TTK Yayınları, Ankara, 2014, s. 192

Askeri tarih belgeleri dergisi, yıl 31, sayfa. 81; Aralık 1982, belge no: 1830.

Bilâl N. Şimşir, Ermeni Sorunu 1774-2005, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2005.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir