Amerikalı fizikçi ve yazar Michio Kaku, kuantum çağının geleceğimiz açısından belirleyici olacağını iddia ediyor.
77 yaşındaki Kaku, teorik fizik alanında adını duyurduktan sonra yetenekli bir bilim iletişimcisi olarak tanındı.
New York Şehir Üniversitesi'nde teorik fizik profesörü olan Kaku, geçen yıl 11 kitaplık Quantum Supremacy adlı kitabını yayımladı.
Kaku, kuantum çağında üretilen teknoloji ve bilgisayarların, hastalıkların tedavisinden kitlelerin beslenmesine kadar insanlığın en büyük sorunlarına radikal çözümler getireceğine inanıyor.
Ona göre yapay zeka insanlık için bir tehdit oluşturabilir ancak bunu kontrol altına almak için hâlâ zaman var.
BBC, Kaku'ya geleceğe dair öngörülerinin neler olduğunu sordu.
- Kitaplarınızda insanların üç beyni olduğunu söylüyorsunuz. Bunu biraz açıklayabilir misiniz?
İnsan beynini incelediğinizde en az üç ayrı bölümden oluştuğunu görürsünüz.
Beynin arka kısmı sürüngen beynidir: şekil tanıma ve üç boyutlu ortamda nerede olduğunuzu anlama gibi görevleri yerine getirir.
Evrimimiz boyunca beyin ileriye doğru gelişmeye devam etti.
Beynimizin tam karşısında ise maymun beyni olarak tanımlayabileceğimiz limbik beyin yer alıyor. Bu bölüm aynı zamanda sosyal hiyerarşileri anlamak için de kullanılır.
Beynin ön kısmında da prefrontal korteks bulunmaktadır. Burası bir zaman makinesi. Geleceği görüyor. Sürekli geleceğin simülasyonlarını yürütüyor.
- Hepimizin geleceği tahmin etme yeteneği aynı mı?
Sıradan bir insanın beynini bir dahinin beyninden ayıran şey nedir? Sıradan insanlar uzun vadeli planlar yapamazlar, sadece önlerindeki seçenekleri görürler. Büyük düşünürler bu zaman makinesini kullanır ve geleceği simüle ederler.
Birinin sırf bilgiye sahip olduğu için zeki olduğu düşünülür ama zekanın özü bu değildir. Zekanın özü geleceği görmektir ve bu, beynin prefrontal korteksinin ana işlevidir. Hayal kurmanızı sağlar ve beklenmedik senaryoları simüle eder.
- Önümüzdeki 100 yıldaki en büyük icatlarımızın ne olacağını düşünüyorsunuz?
Geçmişte çok büyük ilerlemeler çok küçük ya da çok büyük şeylerin analiz edilmesiyle sağlanmıştır.
Küçük derken insan beynini ve genetiğini kastediyorum. Eğer büyükseniz, evrene uyguladığımız Big Bang teorisi ve kuantum teorisidir.
Bir sonraki büyük atılım bu ikisini birleştirebildiğimizde gelecektir: kuantum teorisini kullanarak genetiği ve insan beynini anlayabildiğimizde.
Kuantum bilgisayarların devreye girdiği yer burasıdır. Tabiat Ana bir nevi kuantum bilgisayardır.
Bilgisayarlarımız birler ve sıfırlarla çalışır. Bu dijital bir zihindir.
Ama bu Doğa Ana'nın dili değil. Doğa Ana'nın kuantum zihni. Atomları, elektronları ve fotonları anlayabilen bir zihin. Bu aynı zamanda evrenin dilidir. Gelecekteki sıçrama da burada gerçekleşecek.
- Bu sadece fizik alanında mı önemli yoksa tıp gibi diğer alanları da etkileyecek mi?
Günümüzde tıp deneme yanılma yoluyla ilerlemektedir. İşe yarayıp yaramadığını görmek için yeni ilaç fikirleri deneriz ve işe yaramadığını gördüğümüzde başka bir ilaç deneriz.
Pek çok uyuşturucu da tesadüfen bulundu.
Ancak kuantum teorisiyle moleküllerin nasıl çalışabileceğini görselleştirmek ve buna göre ilaçlar geliştirmek mümkün.
Peki bu kuantum bilgisayarlar kimyagerleri işsiz bırakacak mı? Hayır, geleceğin kimyacıları kimyasal reaksiyonların nasıl oluştuğunu anlamak için kuantum teorisini kullanacaklar. Geleceğin biyologları DNA'yı anlamak için kuantum teorisini kullanacaklar.
- Kanserin olmadığı, ölümsüz olacağımız bir dünya mümkün mü?
Kanseri bilgisayarların yardımıyla tedavi edebiliriz. Bunu tümör ortaya çıkmadan önce tahmin edebiliyoruz. Örneğin tuvalete gittiğinizde DNA'nız test edilebilir. Bunun olacağını tümör oluşmadan 10 yıl önce bilip ona göre müdahale edebiliriz.
Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri'nde kanser tanısı kan testiyle konulabilmektedir. Bu tür testler daha yaygın hale gelecektir.
Tümör kelimesi kullanımdan kalkacak. Aynı şey kanser için de geçerli.
- İnternet çağının biteceğini, beyinlerimizin doğrudan birbirine bağlanacağını söylüyorsunuz…
Geleceğin interneti dijital olmayacak. Dijital çok yavaş ve çok kaba. Geleceğin interneti beyinle birleştirilmiş kuantum internet olacak. Adı Brainet (Beyin ağı) olacak. Düşündüğünüz şeyleri dünyanın başka bir yerine gönderebilecek ve düşünerek başkalarıyla veya başka şeylerle etkileşime girebileceksiniz.
- Pek çok bilim insanı yapay zekanın tehlikeleri konusunda uyarıyor. Ne düşünüyorsun?
Bazıları bir gün makinelerimizin bizimle savaşacak kadar akıllı olacağını söylüyor.
Bugün insanlığın karşı karşıya olduğu üç tehlike var: Nükleer savaş tehdidi, biyolojik silah tehdidi ve küresel ısınma.
Bunlara dördüncü olarak yapay zekayı ekleyebiliriz. Ancak yapay zekadan kaynaklanan iki farklı tehdit var ve bunlar birbirinden oldukça farklı.
Bunlardan biri daha kısa vadeli: İnsan yüzlerini ve vücutlarını tanıyabilen dronlar, kazara insanları hedef almaya başlayabilir. Otomatik ölüm makinelerine dönüşebilirler.
Uçabilen, gözlemleyebilen, insan formunu tanıyabilen ve öldürebilen cihazlar hayal edin. Bu bir kaza sonucu olabileceği gibi bir milletin bilinçli çabaları sonucunda da gerçekleşebilir.
Bu kısa vadeli tehditten çok daha büyük uzun vadeli bir tehdit var. Bu, yapay zekanın insan zekasına yaklaşmaya başlamasıyla gerçekleşecek.
Hala gidilecek uzun bir yol var ama bir gün robotlarımız aynı da olsa bir fare zekasına sahip olacak. Sonra bir tavşan kadar, sonra bir köpek ya da kedi kadar, bir noktada da bir maymun kadar akıllı olacaklar.
O gün geldiğinde tehlikeli hale gelme ihtimalleri var. Çünkü maymunlar maymunla insanı ayırt edebiliyor.
Belki 100 yıl sonra insanlardan ayırt edilemeyen robotların ortaya çıkacağını düşünüyorum. Ama bu robotların kendilerine ait bir akılları olmaması ve bize karşı çıkmamaları için önlem almamız gerekiyor. Örneğin, birini öldürmek istediklerinde onları kapatacak bir çipin beynine yerleştirilmesi.
Ama oraya ulaşmak için hala uzun bir zamanımız var. Karşı karşıya olduğumuz en acil tehlike, insanları ayrım gözetmeksizin öldürebilen insansız hava araçlarıdır.
- Kuantum bilgisayarlar geleceğimizi nasıl şekillendirecek?
Bazıları kuantum devriminin hastalıkları ortadan kaldırabileceğini iddia ediyor. Evet, kuantum bilgisayarlar bazı hayallerimizi gerçeğe dönüştürebilir. Bir gün yaşlanmayı önleyebileceğimizi ve hastalıklardan ölmeyeceğimizi düşünüyorum.
Yaşlanma sorununu çözebiliriz ama insan ilişkileri asla kuantum bilgisayarlar tarafından çözülemez.
İnsanlar arasındaki ilişkiler ve sosyal etkileşimler o kadar karmaşık ki, sürekli kavga etmek yerine insanları bir araya getirip barış içinde yaşamalarını sağlamanın başka bir yolunu bulmamız gerekiyor.
- Peki kuantum çağının çözemediği sorunlar var mı?
Bilgisayarların biri dışında çözemeyeceği sorun olmadığını düşünüyorum. Nükleer atık üretmeyen nükleer füzyon teknolojisini geliştirerek küresel ısınma krizine çözüm bulmamıza yardımcı olabilirler. Kanser, Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklara çare bulabiliyorlar. Şirketlere yeni gelir kaynakları yaratabilirler.
Ancak kuantum bilgisayarların yakın gelecekte yapamayacağı şey, insanlığın savaş ve kıskançlık gibi zayıflıklarını çözmek olacaktır.
Evrim bize savaşma, sahip olduklarımızı koruma yeteneği verdi.
Evrim bize birçok özellik kazandırmıştır. Bunlardan bazıları insanlığa fayda sağlayan özelliklerdir, bazıları ise değildir.
Evrim umursamıyor. Evrim sadece hayatta kalabilen insanlar yaratmak ister. Hayatta kalmak için başkalarını öldürmeniz gerekiyorsa öyle olsun. Bu yüzden insanların mükemmel olmayan pek çok yönü vardır.