
Cuma namazına gitmek üzere yola çıkan Mehmet Akif İnan Anadolu Lisesi kimya öğretmeni Mevlüt Külcü'nün kullandığı otomobil kırmızı ışıkta beklerken İsmail Andaç'ın kullandığı otomobile arkadan çarptı. Bölünen otomobilde bulunan Külcü hayatını kaybetti, Andaç ise yaralandı.
Aracın hızı saniye cinsinden kameraya kaydedildi
İsmail Andaç'ın kullandığı otomobilin hızı, fren levhası bulunmadığı için kavşakta kameranın kaydettiği görüntülerle Konya Emniyet Müdürlüğü yol denetim ekipleri tarafından belirlendi.
Ekipler, Andaç'ın aracının kamera köşesine girdiği andan Mevlüt Külcü'nün aracına çarptığı ana kadar olan mesafenin 207 metre olduğunu ve otomobilin bu mesafeyi 3,5 saniyede kat ettiğini belirledi. Bu verilere göre Andaç'ın kullandığı aracın hızı 229 kilometre olarak hesaplandı.
“229 kilometreye nasıl hızlandım bilmiyorum”
Tedavinin ardından tutuklanan İsmail Andaç, ifadesinde aracını yeni satın aldığını belirterek, şunları söyledi: “Ben her zaman hız limitlerine uydum. O şekilde sürdüm. Daha sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Aracımın 229 kilometreye nasıl hızlandığını bilmiyorum. Aracımı yeni almıştım. Aracımda vites geçişleri gibi bir sorun vardı ve tamirciye götürüp tamir ettirdim. Ancak herhangi bir durumla ilgili bir sorun yaşanmadı.” Kazada aracımın tamircisi. Kazanın, bilmediğim bir nedenden ötürü öfkelenmem nedeniyle meydana geldiğini söyledim.” Bence. Keşke ölmüş olsaydım. Ayağımı bile frene basmadım, “Fren izi de yok” dediler. Kayboldum. Merhumun iki çocuğu vardı, benim de iki çocuğum var. Böyle bir kazaya bilerek sebep olmam mümkün değil” dedi.
“Yoğun bakım deyince adli tıpa gittim.”
Külcü'nün eşi, biyoloji öğretmeni Kadriye Başak Külcü, şunları söyledi: “Kızımın öğretmeninden haber aldım. Yaralı olduğunu düşündüm. 'Şehirde nasıl kaza olur?' diye düşündüm. Böyle bir vahşetin başımıza gelebileceğini hiç düşünmemiştim. Yoğun bakıma gitmeyi düşünürken adli tıp bölümüne gittim. “Tabii ki kadere inanıyoruz ama eşimi aramızdan ayıran şeyin bir cinayet, trafik kazası adına yapılan bir vahşet ve sorumsuz bir davranış olduğu sonucuna vardık” dedi.
“Karımla birlikte ruhumun yarısını toprağa gömdüm”
Adalete güvendiğini belirten Külcü, şöyle konuştu: “Yargı sisteminin bu konuda bir karar vermesini istiyorum. Kazanın görüntülerine baktığınızda fren izi olmadığını görüyorsunuz. Bunun trafik kazası adı altında olduğunu düşünüyoruz ama birilerinin canını almak istediler. Hukuk sistemimizin bunu kasıtsız bir trafik kazası olarak değil, birinin canını almaya yönelik bir kaza olarak ele almasını istiyoruz. Elbette adalete güvenimiz sonsuzdur. ve avukatlarımız. Bir anne, eş ve öğretmen olarak.” Ve eşiyle birlikte ruhunun yarısını toprağa gömen biri olarak bu duyarlılığı adalet sistemimizden talep ediyorum. Umarım sesimizi dinleyip doğru kararı verirler. Umarım bu kişi birkaç yıl hapis cezasına çarptırılmaz ve sonra tekrar birinin canını almaya karar vermez. “Biz yaralandık, bu yüzden başkalarının çocukları benimki gibi babasız kalmasın” dedi.
“Oğlum belki telefona cevap verir umuduyla babasını arıyor.”
Oğlunun bu durumu kabul edemediğini anlatan Külcü, şöyle konuştu:
“Bu kazayı hiçbir mantıkla değerlendiremiyoruz. Şoförün bilincini kaybettiğine inanmıyorum. Eşime yönelik olmadığını biliyoruz ama öldürmeye yönelik bir kaza olduğunu biliyoruz. Cinayet demek daha doğru olur. 10 yaşındaki oğlum babasının ölümünü kabullenemiyor. Belki cevap verir ümidiyle babasını telefonumdan arıyor.”
“Yetiştirdiği çocuklar her zaman iyi yerlere ulaştı”
Mevlüt Külcü'nün yetiştirdiği öğrencilerin başarılarından bahseden Kadriye Başak Külcü, şunları söyledi: “Eşim iyi bir eğitimciydi. Birçok çocuğun hayatına dokundu. Çok iyi yerlere giden çok sayıda öğrencisi var. Daha sonra çok iyi yerlere giden çocuklara dokunurdu. Bu görevi elinden aldılar. İnsan yetiştirmek kolay değil. Hepimiz başımızı kaşıyarak bir yere varıyoruz. Bir insanın hayatı için kabul edilemez. çok acımasızca götürüldü.”
Öte yandan Mevlüt Külcü'nün görev yaptığı Mehmet Akif İnan Anadolu Lisesi'nde hazırlanan hatıra defteri de ailesine teslim edildi.