Burdur'da hasat başladı: Litresi 750 TL'ye satılıyor – Son Dakika Hayat Haberleri

İklim değişikliği nedeniyle kuraklıkla mücadele eden Burdur'da, iklimin sıcak olması nedeniyle göl ve yeraltı sularında ciddi bir çekilme yaşanmış, bu nedenle susuz tarım ürünleri yetiştirilmeye başlanmıştır. 2005 yılında başlattığı proje ile topraksız tarımın en önemli tıbbi ve aromatik bitkileri olan lavanta, kekik, lavanta, adaçayı, melisa, biberiye ve gül gibi ürünleri Burdur gölü çevresinde yetiştirerek su tüketimini en aza indirmeyi hedefliyor. .

Lisinia Doğa Projesi kurucusu Öztürk Sarıca ve Burdur Valiliği tarafından Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nin bulunduğu tepelerde yaklaşık 350 hektar araziye dikilen lavanta hasadı bugün başladı. Mor rengiyle kurak tepeleri masal gibi gösteren lavanta, ekoturizm yoluyla toplanıp daha sonra işlenerek sağlık ve kozmetik alanlarında kullanılarak yerel halka ekonomik destek sağlıyor.

Burdur Valisi Dr., lavantanın Burdur için büyük önem taşıdığını belirterek, çiftçilere su kullanımına dikkat etmeleri ve susuzlukla mücadele için susuz bitki yetiştirmeleri çağrısında bulundu. Türker Öksüz, konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “Bugün üniversite kampüsümüzde lavanta hasadı için hep birlikteyiz. Bildiğiniz gibi lavanta ilimizdeki en önemli aromatik bitkilerden biridir. Bugün onu toplayacağız. Tabi bu vesileyle lavanta hasadı yaparken dikkat etmek istediğimiz birkaç noktayı daha dile getirmek isterim. İklim değişikliği tüm dünyada biliniyor ve bunun sonucunda doğal sıcaklıklarda ani düşüşler ve artışlar meydana geliyor ve bu da doğanın dengesini olumsuz etkiliyor. 1940'tan bu yana ilk kez en yüksek ortalama sıcaklık Mayıs 2024'te ölçüldü. Bu, küresel ısınmanın dünyada ve ülkemizdeki etkilerini gösteren önemli bir örnektir. Dolayısıyla küresel ısınma bağlamında öncelikle suyu tasarruflu kullanmalı, su verimliliğini ön planda tutmalı ve tarımsal faaliyetlerimizi buna göre planlamalıyız. Bu anlamda daha az su tüketen ve daha az suya ihtiyaç duyan bitkilerin yetiştirilmesi aromatik bitkilerin yetiştirilmesi açısından önemlidir. Lavanta ve gül üretimi de az suya ihtiyaç duyan bitkiler arasındadır. “Elbette bunun hem ekonomik değeri var hem de daha az suya ihtiyaç duyma avantajı var.” dedi.

Vali Öksüz, ülkemizin uluslararası alanda su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer aldığını ve bu nedenle susuz tarıma geçişin çok önemli olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Uluslararası göstergeler açısından su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer alıyoruz. Bu nedenle az suya ihtiyaç duyan bitkilerin üretimine önem vermeliyiz. “Aslında suyu kullandığımızda içme suyu kaynaklarından ziyade atık su, yağmur suyu ve derin suları kullanmak gibi önemli bir konu önümüzde duruyor” dedi.

Vali Öksüz, topraksız tarımın kuraklıkla mücadelenin yanı sıra ekoturizme de büyük katkı sağladığını belirterek; “Kurumlarımızın desteğiyle başlatılan 'Lavanta Yolu Projesi' diye bir proje vardı. Mayıs ayında da “Gül Yolu Projesi” diye bir projeye başladık. Bu projelerin amaçlarından ilki su verimliliğine katkı sağlamak, su kullanımının sürdürülebilirliğini sağlamak, ikincisi ise bölgemizin ekoturizm fırsatlarından faydalanmasını sağlamaktır. Çünkü artık turizm türleri arasında çevreye ve doğal güzelliklere saygılı turizm türleri de ön plana çıkıyor. Bu nedenle kentimizin güzelliklerini, lavanta ve gül bahçelerini, tarihi değerlerini, kültürel değerlerini ve kentimizin antik kentlerini ekoturizmle birlikte canlandırmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde balon turizmi destinasyonu olma yolunda önemli bir adım attık. Bugün kendimizi ekoturizmimize katkı sağlayacak bir lavanta bahçesinde buluyoruz. “Gül Yolu Projesi” ve “Lavanta Yolu Projeleri” ile kentimizin ekoturizm alanında ilerleme kaydedeceğine inanıyorum. Bu anlamda katkımızı sağlamaya devam edeceğiz.

Vali Dr., az su gerektiren mahsullerin yetiştirilmesinde Burdur'un Türkiye'de ön sıralarda yer aldığını, bu açıdan şanslı olduğunu söyledi. Türker Öksüz; “İl olarak anason, çörek otu, rezene gibi az su isteyen bitkilerin Türkiye'deki en önemli üreticileri arasında yer alıyoruz. Dikim alanı açısından 1. ve 2. sıradayız. Bu nedenle önemini takdir ederken, Burada durmamalı, suyu tasarruflu kullanan ve daha az tüketen sistemlere yönelmeliyiz. “Bundan sonra da hem çevreye hem de şehrimizin ekoturizmine katkı sağlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

Lisinia Doğa Projesi kurucusu Öztürk Sarıca şunları söyledi; “Lisina Doğa Projesi kapsamında 2005 yılında başlattığımız faaliyetlerle ilgili olarak burada Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde özellikle hidroponik ve içme suyunun korunmasına yönelik çalışmalarımızda 675 dekar alanda aromatik şifalı bitki dikimi ve faaliyetlerine başladık. gelecek nesillere su ve Burdur Gölü'nün kamu, üniversite ve Lisinia projesi işbirliğiyle sağlanması. Şu anda burada kekik, lavanta, adaçayı, melisa, biberiye gibi pek çok aromatik bitki yetiştiriyoruz ve lavanta da bu işin en önemli üyesi. Ayrıca burada araştırmalar yapılıyor ve çevre alanında da bölgeye topraksız tarımı anlatmaya çalışıyoruz. Özellikle buradaki görselleri kullanarak buradaki insanları ekoturizme yönlendirmeye çalışıyoruz ve özellikle sulu tarımdan topraksız tarıma ve damla sulama sistemlerine nasıl geçileceğini tek projeyle anlatmaya çalışıyoruz. Şu anda yaklaşık 350 dekar alanda lavanta, geri kalan alanlarda ise kekik, adaçayı ve diğer aromatik bitkiler yetiştiriyoruz. Lisinia proje alanında hasat edilen bitkilerin yağları çıkarıldıktan sonra bu ekolojik üretimler uluslararası ve ulusal pazarda değerlendirilmektedir. “Nihai ürünlere teslim ediliyor.” dedi.

LİTRESİ 750 TL YAKLAŞIK SATIYOR

Öztürk Sarıca, hasat edilen lavantalardan yağların çıkarılıp litresi 750 TL civarında satıldığını belirterek; “Lavanta yağlarının fiyatı son iki yıldır düşük seyrediyor. Özellikle fiyatı 400 ile 750 TL arasında ama önümüzdeki birkaç yıl içinde artacağını düşünüyorum. Bizim asıl amacımız lavantadan çok yüksek gelir elde etmek değil. Aromatik şifalı bitkilerin başkomutanı lavanta diyebiliriz. Çünkü insanlar lavantayı görmeye geldiklerinde su sorununu düşünmeye başlıyorlar. Susuz büyüdüğünü görüyorlar. Susuz yetiştirildiğinde diğer tıbbi ve aromatik bitkilerin de büyüyebildiğini görüyorlar. Bir bakıma kokusuyla, rengiyle insanı o bölgelere çekiyor. Lavanta bizim için her zaman bir tahmindir, en azından insanların kafasında soru işareti yaratması açısından.“dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir